16 Ocak 2018 Salı

Öldüm Çık || Kitap Yorumu



Adı: Öldüm Çık
Yazar: Perihan Gün
Sayfa Sayısı: 296
Benim Puanım: 4.00

İnsan hiç görmediği birini özleyebilir mi?

Ben içimden “Kanayıp ne kadar tutabilirsin gül uğruna dikeni,” diye mırıldanırken, Özlem’in “Bu şehirden gideceksin,” diyen sesi yankılanıyordu kulaklarımda. Doktorun “Zamanın daralıyor,” dediği dakikada, Tuana’yı sonsuzluğa uğurladığımız günün her saniyesindeydim. Şimdi ve bundan sonra yapacak hiçbir şeyim kalmadığını ilk defa bu kadar yürekten hissetmiştim.

Güvendiği tüm dağlara karlar yağan Perihan elindeki tek gidişlik bileti, kırık dökük umudunu sığdırdığı bavulu ve sırtına taktığı kemanıyla İstanbul’a gelmişti. Midesinde kelebekler uçuşturan, uykusunu kaçıran bir adamın peşinde saklambaç oyununa dönen hayatını tepetaklak eden soruların tuzağına mı düşecekti yoksa kalbini inatla aynı yerden kıran kadere külahını ters mi giydirecekti?


Nasıl başlasam bilemiyorum ve fark ettim ki çoğu kitap yorumuma nasıl başlayacağımı bilemiyorum.

Bu kitabada, Hachiko gibi bir anda elim gitti ve okumaya başladım. Liste yapabilen ve yapsam da istikrarlı bir şekilde listeye uyabilen biri değilim. O an ne istiyorsa canım elim ona gidiyor ve okuyorum. Bence en güzeli.


Öldüm Çık, ilk 100 sayfası kalan diğer sayfalarına göre en burkan sayfalardı. En kırıcı ve en hüzün kaplı sayfalar ilk 100'de idi. Tuana'nın vefat edişi ve yazarın bunu bize anlatıyor oluşu beni 2011 yılında vefat eden kuzenime götürdü. 14 yaşındaydım o vakit ve o anları tekrar yaşadım yazarın Tuana'da yaşadıklarıyla beraber. Derine inmek istemiyorum ama çok acı. Gerçekten. Allah insanı sevdikleriyle sınamasın. Allah sıralı ölüm versin. Bir şekilde o acı diniyor ama gitmiyor. Kalbinizin bir köşesinde bekliyor, bekliyor, bekliyor. Gitmiyor. Bundan ötürüdür sanırım ilk 100 sayfa benim için çok daha derindi. Kalan sayfalarda aslında yazarımızı bi' kısımda çözemedim. Hani insanın "nasıl olur, nasıl inanabilir bunca sene?" sorusunu sordurtuyor ve bence o da bilmiyor. En azından bana öyle geldi. Gerçekten anlam veremediğim sayfalar mevcuttu kalan sayfalarda ve okudukça okuma isteği arttı çünkü çok ilginç ve ne olacağını aşırı merak ediyorsunuz okurken. Keşke yaşanmamış olsa be deyip kendi kendinize konuşma içerisine giriyorsunuz ama bir yanınız acayip merak ediyor. Okuyorsunuz. Okudukça şaşırıyorsunuz. Ve ben kitap bitene kadar "nasıl ya?" diye kendime sordum.

Gerçekten nasıl ya?
Bir insan bunu nasıl yapar?
Bir insan bu denli nasıl acımasız olabilir?

Dünya'da Perihan ablanın yaşadığı ve ona atılan kazıktan daha beter anılara sahip insanlar var bunu biliyoruz. Ama baktığınızda Perihan ablanın yaşadıkları bir insan için gerçekten çok ağır. Bu insandan insana değişir tabii. Birileri hemen silip atabilir, birileri hemen unutabilme kabiliyetine sahiptir, birileri aşırı zorlanır vs.  
Ben kendimi onun yerine koydum okurken. Özellikle, Tuana kısmı dışında, doktor kısmı beni benden aldı.
Kısaca kitaptan aldığım kadar diyorum, sosyal medya gerçekten tehlikeli. Kullandığınız şekilde ilerler bu tabii ama insanlar insan olmaktan çıktı ve artık kim insan kim canavar kim deli, kim, kim?
İkinci kitap yolda anlaşılan ama yazım aşamasında;



> 113, "Yapmam dediğimiz her şeyi yapabileceğimize ve arkamızdan 'o öyle biri değil' diyenlerin aksine gerçekten tam da öyle biri olabileceğimize inanırım.."

PuCCa okuduğum vakitlere döndüm Öldüm Çık'ı okurken ama PuCCa'da eğlendiğimi hatırlıyorum. Bu kitapta eğlenmek yerine tamamen üzüleceksiniz.

Okuduğunuz için teşekkür ediyorum ve kendinize iyi bakmanızı istiyorum güzel insanlar.

Instagram > gladerbook
Goodreads > gladerbook







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder