26 Ekim 2017 Perşembe

Kuşatma ve Fırtına || Kitap Yorumu (The Grisha #3)


Adı: Kuşatma ve Fırtına
Yazar: Leigh Bardugo
Orijinal Adı: Siege and Storm
Sayfa Sayısı: 448
Benim Puanım: 3.00



Her zaman böyle olmayacak. Özgür kaldığın günlerin sayısı arttıkça hayatın kolaylaşacak… En güçlü Grishalardan biri olan Güneşin Elçisi Alina Starkov, Karanlıklar Diyarı'nda yaşanan faciadan kaçıp arkadaşı Malyen'le birlikte, arkasında bıraktığı dünyanın karmaşasından uzak kalacağını düşündüğü bambaşka topraklara doğru yola çıkar. 

Ancak kaderinden ve geçmişinden kaçmak sandığı kadar kolay olmayacaktır. Karanlıklar Efendisi yenilediği gücü ve ölümcül planlarıyla yeniden karşısına çıkmaya hazırlanmaktadır. Alina'nın Karanlıklar Efendisi'ni yenmek ve terk etmek zorunda kaldığı Ravka'yı özgürlüğüne kavuşturmak adına gereken güce ulaşması için uzun ve tehlikelerle dolu bir yolculuğa çıkması gerekecektir.Kuşatma ve Fırtına'nın karanlık dünyasında Alina'yla birlikte kaybolacak ve oradan asla dönmek istemeyeceksiniz.


"Eşsiz ve büyüleyici tasvirlerin her sayfasında kendini hissettirdiği Kuşatma ve Fırtına'nın kendine özgü dünyası onu benzersiz kılan etkenlerden sadece biri."
-Booklist-

"Mükemmel bir kurgu ve aksiyonla harmanlanmış bu sürükleyici roman okurların hayal gücünü harekete geçirmekte oldukça başarılı."
-The Los Angeles Times-

"Bardugo yine fantastik edebiyatın nasıl yazılması gerektiğini ispatlar nitelikte bir romana imza atmış."
-The New York Times-

"Kuşatma ve Fırtına'yı bitirdikten sonra onun daha önce okuduğunuz hiçbir kitaba benzemediğini anlayacaksınız."
-Publishers Weekly-
(Tanıtım Bülteninden)



05.09.17
Grisha serimizin ikinci kitabı hakkında söyleyeceklerim karman çorman olma ihtimali çok yüksek başta bunu söyleyip, sizi uyarayım. 
İlk önce Alina karakterimize değinmek istiyorum. Bu karakterimiz bu kitapta aşırı aşırı aşırı derece de yaptığı yanlış eylemlerden sonra kendi kendine düşüncelere kapıldığı vakit doğru şeyleri düşünebilme yeteneğine sahip. Hani bir şeyi yapıyor sonra "neden" diye söylenip doğru şeyleri düşünüyor. Ama doğru şeyleri düşünüp yine halen yanlış şeyler yapmaya devam ediyor ve tüm kitap boyunca delirdim diyebilirim. Neden sevebileceğimiz bir kız karakterini çok nadir buluyoruz?
Kitabın gidişatına gelirsem, bence hep bi' döngü içerisinde dönüp durduk. Hep birinden kaçma zorunluluğu ve bi' yerde kalmanın hikayesi. Ve kitabın kalmış 40 sayfası BAM! olayı patlat. Daha açık şekilde yazdım ama spoiler gibi oldu sildim anca bu kadar oluverdi. İşte, ben bu döngüden sıkıldım. 
Kitabın ilginç kısmı, bizi heyecanlı bir balonun içine hapsetti ilk önce, sonra sonra o balon sönmeye başladı. Hani genelde ilk sönük başlar sonra heyecan doruğa çıkar ya bunda tersini yaşadık. Dediğim gibi 40 sayfa kala balon heyecanla şişmeye başladı tabii. Serilerin orta kitapları genelde durgun olur ya, o kategoriye birçok seriyi sokabiliriz hani. İşte o kategoriye Kuşatma ve Fırtına'da giriyor. Gerçi başında gerçekleşen heyecan verici olayları çöpe atamam ama, eğer seriyi okumayanlarınız varsa ikinci kitabımız için beklentiniz çok yüksek olmasın. 


• SPOILER • 
Malyen karakterine üzülen tek ben olamam. Alina'dan çok daha iyilerine layık bir karakter. Tamam ilk başlarda aşırı sönüktü bu kitapta kendini daha iyi gösterdi gerçi bi' Karanlıklar Efendisi veya Nikolai olamaz ama yine de bence sevilesi bir karakter. İkide bir onun eziklenmesi, kızın yanında koruması olması ama istememesi, o kaçış hayatını özlediğini dahi dile getirmesi. Ne biliyim, üzüldüm şahsen. Karanlıklar Efendimiz, ah be! Ben ilk kitapta çıkar çıkmaz tutuldum sana sen neden iyi olamıyorsun be? Neden? İlk kitabın sonunda Malyen'e yaptığından ötürü bitmişti ama bitiremiyorum. Nedensizce Alina ile olmasını istiyorum ama biliyorum imkansız. Nikolai, sen nasıl şapşal, nasıl komik bir karaktersin? Kitapta konuşmaya giriş yapıyorsa biliyoruz ki ciddi olamıyoruz. Ne kadar seviyorsam Karanlıklar Efendisi'ni, Nikolai de öyle. Sadece bu kitabın sonunda ortadan kayboldu, aklıma değişik ve kötü düşünceler gelmiyor değil. Ve şu Alina'nın yanlış eylemlerinden biri şuydu, halen sinirleniyorum. Karanlıklar Efendisi'ni sarayın içinde aniden görebiliyor, bundan ötürü delirdi mi diye düşüncelere dalıyor. Malyen'le bi' sahnesi vardı Alina'nın. Malyen'i öpecekken Karanlıklar Efendisi'ni görüyor ve birden kavga başlıyor. İşte o ana kadar değil Karanlıklar Efendisi'ni ikinci görüşünde bence gidip direkt söylemesi lazımdı Malyen'e. Sonra olaylar geçmesine rağmen halen söylemedi ya, delirdim. Bu olaydan sonra ormanda yine kavga ettiklerinde "hadi söyle be" diye diye bi' hallere girdim, halen söylemedi. Tam odasına girecek söyledi, "şükür". Böyle böyle çok var da işte, yetmiyor, yetmiyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder