Adı: Bütün Bir Ömür
Yazar: Robert Seethaler
Orijinal Adı: Ein ganzes Leben
Sayfa Sayısı: 139
Küçük yaşta annesini kaybeden Andreas Egger, uzak akrabası olan zalim bir çiftçinin yanında büyür. Zorlu çocukluğunun ardından az konuşan, fiziken güçlü ve çok çalışkan, ama bir o kadar da kırılgan ve içine kapalı bir adama dönüşür. Dünyanın hızına, insanların hırsına ve öfkesine yetişemez, aslında bunu istemez de. Dağların kocaman boşluğu içinde kaybolmak ona iyi gelir. Avusturya Alpleri’nde kendi dünyasında yaşayan Andreas, günün birinde Marie’ye âşık olur. Marie ilk çocuklarına hamileyken çığ altında kalarak hayatını kaybedince Egger her şeyi bırakıp evini terk eder ve savaşa katılır. Savaşta esir düşer, çalışma kampına gönderilir ve aradan yıllar geçer... Dağlarına, evine döndüğünde kurulan teleferik hattıyla modernizmin o yalın kırsalı nasıl ele geçirdiğiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Kendini yalnızlığıyla kuşatarak içindeki gerçeğe sığınan bir adamın hikâyesi bu.
Basit olduğu kadar çarpıcı ve etkileyici, gücünü yalınlığından alan bir ömür...
2016 yılında Man Booker International Ödülü finalistleri arasına giren Bütün Bir Ömür, Feza Şişman’ın çevirisiyle...
“Bütün Bir Ömür - bu kısa ama ihtişamla kurgulanmış romana bayıldım.”
-Margaret Atwood-
“Okumanız iki saat sürse de unutmanız bir ömür alacak.”
-Graham Robb-
“Bütün Bir Ömür, uzak bir vadideki yalıtılmış bir hayatı ve onu yavaş yavaş kuşatan modernizmi ustalıkla işleyen muhteşem bir roman.”
-Ian McEwan-
“Her ayrıntı, her kelime, her cümle - her şey tam anlamıyla yerli yerinde. Böyle kısa bir romanda bunu başarmak, büyük bir yeteneğin göstergesi.”
-Die Welt-
“İçten bir bilgelik ve ölçülü bir şiirsellikle biçimlenmiş anları ortaya çıkaran direkt bir tavır hâkim üsluba. Bu noktada bu romanın Almanya’da neden bu kadar ilgi gördüğünü ve neden bizim de buna ihtiyaç duyduğumuzu anlıyorsunuz: Bütün Bir Ömür, okurunu hayatını en iyi şekilde değerlendirmeye yönlendiriyor, ne olursa olsun.”
-Sunday Telegraph-
Aslında arka kapak kitabı bayağı özetlemiş. Kısa bir şekilde anlatmışlar ama düşünüyorum, arka kapağa kitabı almak isteyen bir kişi için daha az ve istekli bir şekilde ne yazılabilirdi ki? Sonra yerinde olduğu kanısına vardım.
Kitaba gelecek olursam uzun uzun anlatacak bir şeyim yok. Egger'ın yaşamını baştan sona okuyoruz, ama kısa hikayeler şeklinde. Ben yolda bitirdim bu kitabı ve bitirdikten sonra bir kurgu oluşturdum ve bence tam yerinde olduğunu düşünüyorum.
Egger'ın günlüğünü bulan arkadaş okuyup okumama arasında gidip gelirken merakına yenik düşer ve başlar okumaya. Ve öyle anılara şahit olur ki bunu başkalarınada aktarmak ister. İnsanların bilmesini ister. Yalnızlığı, çekingenliği, kırılganlığı, 30'ları, 70'leri... Ve böylece günlükte geçen olayları derler, toplar ve 140 sayfalık karışık anılara sahip bir kitap ortaya çıkarır.
Egger'ın hayatını karışık okuyoruz. Yukarıda "karışık anılara sahip bir kitap" deme sebebim bundan. Mesela kitap başta 30'lu yıllardan bir anıyı anlatıyorsa direkt 60'lara geçip o an ki anıyı anlatıyor. Bu başta biraz yoruyor. Ben bi' 30 sayfa falan adapte olamadım. Gerçi birçok kitapta bunu bir şekilde başka nedenlerden yaşayabiliyorum bu kitapta da dil yüzünden adapte olamadım. Ama sonra çok güzel bir şekilde aktı.
Kitabın kapağında "iki saat sürse de unutmanız bir ömür alacak" cümlesinin iki saat kısmına katılıyorum ama benim her zamanki okul sebebiyle günlerimi aldı, bunu görmezden gelmenizi isterim.
Kitapta başta gerçekleşen bir olay var, nedense o konuya değinmek istiyorum ama benim gibi bilmemeniz daha yerinde olacaktır diye düşünüyorum. Hafif bir şaşkınlık içerisine girmenizi isterim.
Yalnız kitabın adı ve kapağıda kitabın içeriğine fazla uygun.
Kitabı sevdim, baştan sona bir ömüre kısa anılarla birlikte şahit oldum. Hemen okuyup bitirmek istediğiniz bir kitap arıyorsanız öneririm. Benim gibi sebeplerinizden ötürü de uzayabilir ama bu durum benim canımı şahsen sıkmıyor, sizi bilemem. Tabii bazı kitaplar dışında...
Egger'ın yalnızlığı, tuhaf kişiliği ve kırılganlığı sizi temsil ediyorsa alın okuyun derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder