23 Kasım 2017 Perşembe

Panzehir || Kitap Yorumu (Disruption #2)



Adı: Panzehir
Yazar: Jessica Shirvington
Orijinal Adı: Corruption
Sayfa Sayısı: 368
Benim Puanım: 4.00




Sevdiğiniz kişiyi aldatmışken, kendinizle nasıl barışırdınız? 
Kurtarmak için savaş verdiğiniz kişi sizi sırtınızdan bıçakladığında, hayatınıza nasıl devam ederdiniz?
 İki sene önce Maggie Stevens ava başlamıştı. 
Dört hafta önce ise aradığını bulduğunda ve Maggie’nin körü körüne güvendiği Quentin, onun bütün yalanlarını ortaya çıkardığında, hayatı yerle bir olmuştu.
Şimdiyse Maggie karanlıkta yaşıyor, fakat orada kalmayı planlamıyordu. M-Corp’u alaşağı etmesi gerekirken öylece duramazdı. Onu geri kazanma ihtimali varken olmazdı.
Parazit’le başlayan maceranın bu baş döndürücü sonunda, Maggie’nin bütün dünyaya gerçekleri göstermesi gerekecekti. Peki ya bunun bedeli ne olacaktı?

Her şey.


“Macera dolu, kesinlikle nefes kesici ve sevip destekleyeceğiniz karakterleri olan bu seriyi yıllar boyu önereceğim.”
YA MIDNIGHT Reads-

“Jessica Shirvington’ın bir şeyi yanlış yapması mümkün değil.”
-Thoughts by BJ-

“Bu kitap bana o kadar çok şey hissettirdi ki… Sürükleyiciliği ve macera dolu olması bu fantastik distopik ikilemeyi bitirmek için muhteşemdi. Bu ikilemeyi şiddetle öneriyorum!”
-Reading with Jenna- 



İlk olarak birçoğunuz bu yorumu ikinci kitap olduğu için okumamazlık yapacaksınız ama ben bu yorumu yazıyorken aşk içinde, feels geçiriyorken yazıyorum ve heyecanıma tanık olmuyorsunuz. Ayrıca spoiler vereceğim yerde belirteceğim, gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.
Kitabı baştan ele alalım.
İlk kitabın heyecanıyla başladı Panzehir çünkü Parazit beni "noluyoruz kardeşim?" dedirterek kitabın kapağını kapattırdı. Öylece kalakaldım. Jessica sen napıyorsun? dedim. İlk kitabın sonuyla bir heyecanla Panzehir'i internetten aldım o sıra Uçurtma Avcısı'nı okuyordum onu bitirdikten sonra direkt atladım Panzehir'e. Dediğim gibi Parazit'in verdiği o heyecanla başladım sayfaları çevirmeye. Gayet güzel gidiyordu kitap. Çünkü Maggie bir durumun içinde kapana kısılmıştı ve nasıl çıkacaktı bunu merak ederek okuyordum, nasıl sonlanacak aşırı merak ediyordum. Ve Panzehir bilmeyenleriniz için diyorum bu serinin son kitabı. Güzel yazarımız uzatmamış. Bence iyi etmiş. Az biraz okur gördüm ülkemizde ve sevmeyenleri çoğunlukta. Onlarada değineceğim.
İşte, sayfaları çeviriyorum merak doluyum ama birden kitap 'dünyayı kurtaran gençler'den aşk kitabına döndü bence. Hani ortada bir olay var ona odaklanmanız lazım ama bir esnada 17-18 yaşında hormonları tavan yapan gençlerimizin aşkına tanık olmaya başlıyoruz. Hayır ben distopik kitapların içinde aşkı seviyorum. O zorluğun içinde birbirlerine olan bağlılıklarını çok seviyorum. Bu kitapta da böyle desem de çok sevdim ama biraz fazla geldi, anlıyor musunuz? Genel olarak zaten ben aşk kitabı okuyamıyorum. Gerçi yazardan yazara değişiyor. Erotik kitapları sevmiyorum diyelim. Aşk yanlış oluyor sanki.
Öyle böyle olaylar içinde cilveleşen gençlerimizle beraber heyecanlı anılara şahit oldum tabii ki. Hemde ne heyecan be! Allah'ım, yolda okuyorken tepki veremiyorum nasıl sinirleniyorum anlatamam ama yolda aşırı güzel gitti kitap. Hele 200'den sonrasında metroda geçen bir sahne var, metrolarda sürünüyorsanız benim gibi size öneririm. Metroda okuyun o kısmı. Sanki Maggie yanında ve sende onunla iş birliği yapmışsın da falan da filan da. Şu an bile heyecanım tavanda. Çok bağlandım be.
Kitap elimde süründü ama bağlılığımı daha da arttırdı. Genelde böyle oluyor okul zamanı. Akıcı bir kitap olsa da elimde sürünüyor ve ben daha da bağlanıyorum. Millet aksine kitaptan soğuyor. Ama onlarla iletişimim daha da sıkı hale geliyor ve onları bırakmak istemiyorum. Çok tuhafım.
200'e geldik değil mi? Metro falan derken Aman Allah'ım, heyecana hazır olun. MÜKEMMELDİ. Gerçekten öyle heyecanlı yerlerde bırakmak zorunda kaldım ki kitabı... QUENTIN. Bebeğim misin? Gerçekten ilk kitapta da sevmiştim kendisini ama olaylar ilk kitapta farklıydı, okuyanların anlayacağını düşünüyorum. Bu kitapta daha bi' değişti ona bakışım. Ama benim gönlüm kitabın ilerleyişinde Gus'a feci kaydı. Mizah anlayışını yesinler senin. Yan karakterlerden. Aslında yan değildi. Bildiğin baş karakterlerdendi. Gus olmasa Maggie kim? Gerçekten Gus olmasa Maggie hiçbir şey yapamazdı. Yorumumu yazdıkça her şey daha da oturmaya başlıyor.
Anlayacağınız ben bu kitabı çok büyük bi' istekle başladım ama sevmeyen oran fazla olunca çok korkuyordum sevmemekten ondan kendimi sevmeyeye hazırlamıştım ama tersi oldu ve bunun için o kadar mutluyum ki size anlatamam. Bu seriyi sevmemek fazla üzerdi. Ya ilk kitabı sevmişken bunu sevmemek? Kurucunun Kızı gibi olurdu. Jessica'ya güvenim azalırdı. Şu an emin bir şekilde kadın ne yazsa okurum diyorum. Bu üç kitabıyla yeterince ve fazlasıyla sevdir kendini ama çok kırgınım. Alexandra Bracken'dan farkın kalmadı Jessica. Gerçi birkaç adım önde gelebilir Alexandra. Sağ olun güzelim karakterleri harcadığınız için. Buna Leigh'de katılsın mı? Çok doluyum...
Kitabın sonlarına doğru mizah Gus sayesiyle fazla artıyor ve aşırı güldürüyor, Gus'a fazla ısınmama neden olan o sayfalar. Aslında ilk kitapta da vardı ama bu denli değildi. Maggie ile ilişkileri karmaşıktı. Ve Parazit'te olay Maggie'nin babasıydı. Burada ise panzehir.
Ben aşırı eğlenerek ve ağlayarak okudum. Distopik kitaplara ilk adım atacaklara olay karmaşık gelebilir çünkü yazarımız cümlenin sonunu söyleyip baştan anlatmıyor, olaylar geliştikçe anlıyorsunuz. Karmaşık gelme ihtimali bana yüksek geldi. Mesela ben 'gerçek eş' olayında takılmıştım. Oysa ki anlamışım aslında. Buradan @ruyavcisiokuyor'a selamlar ve bol teşekkür ediyorum ona. Bu seriye başlamamda iyi gaza getirmişti. 😊
Distopik severlere kesinlikle önereceğim bir seri. Özellikle benimle aynı kitapları seven güzel insanlar hiç sorgulamadan alsın zaten. Klişe kısımları görmezden gelin. Klişe dediğim kısımlarda işte aşk içinde debelenendiğimiz yerler. Ama yine de çok güzeldi. Yanımda olsalar deli gibi sarılırdım, o denli bağlandım, anlasanıza.
Ayrıca kitabın sonu mükemmel bitti, kalbim eridi. Quentin, sen bambaşka birisin. Bishop'u tanıyanlar var mı? Parazit yorumumda da bahsetmiştim bunu sanırım, Kurucunun Kızı'nda eriyip bittiğimiz erkek karakter. O seri sırf onun için okunur çok ciddiyim. Heh işte, Bishop bir sen ikisin Quentin. Öyle böyle mükemmel birisin.
Yazdıkça aklıma bir şeyler geliyor. Hikayem'de bir snap atmıştım, Maggie yaptığı hamleyle en sevdiğim kız karakter olabilir diye. Kitabın sonlarına fazla saflaştı ama yine de sevdiğim nadir kız karakterleri içine girdi kendisi. Güçlü bir kız karakteriyle karşı karşıyayız zaten. Onun gibi olmak isterdim doğrusu ama Gus'ın dediği gibi, "..Siz olsanız ne yapardınız? Ben biliyorum ki asla onun gücünü gösteremezdim.."
Gus'da Karanlık Zihinler'deki Cole. Kesinlikle o. Mizah olarak başka şeyler olarak -spoiler'da bahsedeceğim- kesinlikle Cole bir Gus iki.
Son olarak kitabı sevmeyenler neden sevmediğinizi açıklar mısınız? O kadar kasmıştım ki kendimi sevmeyeceğim diye, gayet her şey yerli yerindeydi. Sorulara cevap verdi yazar. Basit mi geldi? 🙄
Birazdan spoiler kısımlara geçeceğim, kalbim yavaştan yine acımaya başladı. Öyleyse kitabı okumayanları bu sayfadan uğurlayayım. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Instagram'da bu kadar uzun yorumu hayatta göremezdiniz. Baya döktürdüm.
Alıp okuyan olursa ve konuşacak birine ihtiyacınız olursa şayet ben buradayım. Instagram'da mesaj atmayı unutmayın! 💕 > gladerbook

🤜🏼SPOILER🤛🏽

Geldik içimdekileri tam anlamıyla dökeceğim yere. Spoiler vermeden yorum yazmak inanın çok zor. İnsan aşırı zorlanıyor. Söylemek için can atıyor.
İlk önce ben Gus'a değinmek istiyorum. Bu kadın bu çocuğu niye harcadı? Neden? Kitabın başından beri var be, Quentin'den de fazla. Quentin'de harcansaydı aynı şeyi söylerdim, ikisi de harcanacak karakterler değil. Yukarı da Cole'e benzetmemin, neyse Karanlık Zihinler'i okumayanlar için yine zorlanarak susuyorum.
Bu sonu Gus'ın da görmesi gerekiyordu. Mutlu olması gerekiyordu. Kalbim bundan dolayı acıyor. O sahnede öyle çok istedim ki Sebastian ya da Quentin gelse de alsalar hemen çocuğu iyileştirsinler. Öyle delirdim ki. Olmadı resmen. Yazarlar niye böyle? Aslında yaptıkları harika bir olay. Kesin ben yazarken hiçbir karaktere kıyamaz, öldüremezdim. Kitap baştan sonra mutlu bir şekilde ilerlerdi. Bi' tanecik bile can gitmezdi... Helal olsun size.
Travis, Maggie'nin Quentin'i koruması için bir şey olursa onu korumasını istemesini ondan talep ettiği için kendini Quentin'in önüne atıp öldürdüğünü düşünmüyorum ve Maggie gibi merak ediyorum. Cidden acaba asıl nedeni neydi? İki aşığın hayatı benimkinden daha önemli deyip mi feda etti? Yoksa yapacak bir şeyim yok zaten bari onlar mutlu olsun deyip mi? Helal olsun Travis. İlk dengesizdin hatta Maggie dövdüğü için baya sevinmiştim ama iyi biriydin. Sonu görmeliydin. 
Maggie'nin sonlara doğru saflaşması mantıksızdı. Kız baştan sona zeka fıştırdı, sonlara doğru bahçede insan topluluğu gördü diye "hadi kaçın, ne duruyorsunuz?" gibi söylemleri gerçekten saçmaydı. Yahu kaç kişi orada duruyor, kaç koruma var, kötü bi' durum olsa Sam zaten seni tepeye çıkarmazdı be Maggie. Yaralanması hiç işe yaramadı kıza.
Onun dışında eklemek istediğim bir olay yok sanırım. Çok sinirlendiğim Gus var bi'.
Size de ayrı teşekkür ederim bu kısma kadar okuduğunuz için. Sizde düşüncelerime katılıyorsanız yorum yazabilirsiniz, mesaj atabilirsiniz.
Bir sonraki kitap yorumumda görüşmek üzere! 💛


1 yorum:

  1. Kitabı bitireli sadece birkaç saat oldu ve ben senin yorumunu okurken bile ağlamak üzereyim distopya kitapları sevmek istemiyorum ya beni hep dağıtıyorlar 1 hafta yas tutuyorum Gus neden ya neden o da "cennette" yaşamayı ve insanlardan sevgi görmeyi hak etmiyor muydu?

    YanıtlaSil