17 Aralık 2017 Pazar

Isla ve Mutlu Son || Kitap Yorumu



Adı: Isla ve Mutlu Son
Yazar: Stephanie Perkins
Orijinal Adı: Isla and the Happily Ever After
Sayfa Sayısı: 328
Benim Puanım: 3.5 > 4




Isla ve Mutlu Son, hem tatlı bir aşk hem gerçekçi bir dostluk hem de John Green ve Rainbow Rowell sevenlerin ellerinden bırakamayacağı bir "ilk aşk" hikâyesi.

Aşk onları bir yaz günü, asla uyumayan şehrin sokaklarında yakalamıştı… ama ya ona sahip çıkmak düşündükleri kadar da kolay değilse? 

Romantizme umutsuzca inanan Isla, lise birinci sınıftan beri kendini çizdiği karikatürler arasında kaybetmiş Josh'a âşıktı. Yaz tatili esnasında Manhattan'da yaşanan tesadüfi bir karşılaşma sonrasında Isla belki de aşkın o kadar da uzakta olmadığını fark etmişti. Ancak yeni okul yılının başlamasıyla Isla ve Josh, her genç çiftin karşılaştığı güçlüklerle yüz yüze gelmek zorunda kalmışlardı: ailevi sorunlar, gelecek kaygısı ve birbirlerinden ayrılmak zorunda kalabilecekleri gerçeği. 

Bu içinizi ısıtacak, tatlı aşk hikâyesi New York sokaklarını, Paris'in büyülü havasını ve Barcelona'nın ateşli atmosferini yansıtırken, sevilen başka iki çifti de yeniden okurla buluşturuyor: Anna ve Etienne, Lola ve Cricket.
"Gerçekçi karakterler, zekice yazılmış diyaloglar ve büyüleyici bir aşk hikâyesiyle Isla ve Mutlu Son yazarın hayranlarının gönüllerini fethedeceği gibi, yazara kesinlikle yeni hayranlar da kazandıracak." 
-School Library Journal, starred review-


"Stephanie Perkins'in karakterleri tam da bizim istediğimiz gibi, ama gerçekte ve temelli âşık oluyorlar." 
-Rainbow Rowell, Eleanor & Park ve Fangirl'ün ödüllü çoksatan yazarı-


"Etkileyici genç karakterler ve sürükleyici bir aşk hikâyesi. İlk aşkın tüm fiziksel ve duygusal etkilerini okura yeniden yaşatacak büyüleyici bir roman."
-Kirkus Reviews-


"Baş döndürücü ve duygusal… Renkli ve hazır cevap karakterler, sürükleyici bir kurgu, Stephanie Perkins her defasında daha başarılı bir anlatımla geri dönüyor."
-RT Book Reviews, Top Pick-
(Tanıtım Bülteninden)

Geldik serinin son kitabına. Ne desem bilemiyorum.
Kitabı baştan bi' ele alalım istiyorum. Her şey sıra sıra gitsin. BUNU YAPABİLİRİM!

Anna ve Fransız Öpücüğü ve Lola ve Komşu Çocuk'u okumuşsanız aşkın veya da bir şeyi elde etmenin zor yoldan olduğunu görmüşsünüzdür. Hani yazar her şeyi bir anda önümüze sermedi. Olayları karıştırdı, elde edilmesini zorlaştırdı. Buna bizi alıştırdı. Ve Isla ve Mutlu Son'a bakacak olursak, maalesef ki yazar her şeyi bir anda gerçekleştirdi. Anna ve Fransız Öpücüğü'nde Isla'nın adı üç dört kere geçiyor. Zaten seri üçleme olarak birbiriyle bağlantılı. AnnaVFÖ'nde Isla, LolaVKÇ'da Anna, IslaVMS'da hepsi var. Her neyse, AnnaVFÖ'nde Isla geçince, Anna'nın söylemlerinden ötürü Isla'da ne olacağını anlıyor insan. Bence yazar Isla'nın büyüsünü orada bozdu. LolaVKÇ'ta ve AnnaVFÖ'nde bir büyü vardı. Ne olacağını biliyorsunuz ama bi' büyü vardı onun bozulması gerekiyordu. Isla'da o büyü sonlara doğru giriyor ama saçma sapan bir şekilde. Isla tam BEN diye bağıracakken o kısımda harbi delirdim. Klişe demek istemiyorum ama Isla'nın yaptığı hareket harbi klişeydi. Okuyunca umarım bana hak verirsiniz.
Deli gibi sevenlerde var ama ben Isla ve Mutlu Son'u belli bir sayfaya kadar delicesine sevmedim. Sadece sevdim. Ama Instagram'da Hikayem'e atmıştım, bi' bölüme geliyoruz ve BOM!! Allah'ım, o kadar mükemmeldi ki o son dört-beş bölüm. Gerçekten tüm o sinirimi aldı, kenara attı ve bambaşka bi' duyguya bürüdü beni. Kitabın başında sıralamam LolaVKÇ > AnnaVFÖ > IslaVMS şeklinde geliyordu. Ama şu an hepsinin yeri bende farklı. Belli bi' sıralamaya sokmak istemiyorum seriyi. Üçünü okurken farklı duygularla okudum ve hepsini gerçekten çok sevdim. Ama erkek sıralaması yapabilirim. Cricket > St. Clair ve Josh eşit. Onlar ayrılmaz ikili. 😏

Kız karakterleri seviyorum. Isla sinir etmiş olsa da karakter bakımından sanırım bana en yakın olan kız karakter Isla'ydı. Hepsinde kendimden bi' özellik var gerçi ve bu karakterlere daha da bağlanmamı sağladı.
Kitapta sevmediğim şey dediğim gibi zor yoldan gidilmesini isterdim. Ya da bi' olay olmasını. Bu kitapta diğer ikisine göre fazla bi' olay yoktu. Beni sinir ettiği kısımda kitap canlanıyor bence tuhaf bir şekilde. Ama öyle..

Bence yorumda kitabı yine baştan ele alamadım. Resmen aklıma geleni direkt yazıyorum. Belli bi' sıralamayla nasıl gidiyorsunuz?

Koca bi' ailemiz oldu bu seriyle. Herkesin, hemen hemen herkesin hayalindeki arkadaş grubunu kurgulamış resmen yazar. Hepsi teker teker mükemmeldi. Ben romantizm kitaplarını pek sevmem yorumlarımı okuyanlar bence bunu anlamıştır ama bu seri romantikten sonra başka şeylerde barındırıyor. Cidden. Sadece aşk değil bence olay. Bilmiyorum, hayalimin serisi olduğundan ötürü de bu kadar çok sevmiş olabilirim.
Yazara sesleniyorum, sen bolca kitap yaz. Jarrod Perkins'i konu al yine ve kitap yaz. Diline aşığım. Ne yazsa okurum artık dediğim yazarlar listesine girdi Stephanie Perkins.
Okul vakti kafa dağıtmaya ihtiyacınız varsa TÜM İÇTENLİĞİMLE ÖNERİYORUM. Mükemmel kafa dağıtan bir kitap. Şu an okuduğum için de gayet memnunum. Gerçi Anna ve Fransız Öpücüğü'nden sonra araya başka bi' kitap ekleyip Isla ve Mutlu Son'u okusam herhalde daha da iyi olabilirdi.


















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder