27 Aralık 2017 Çarşamba

Sonsuza Kadar Yaşamanın Yolları || Kitap Yorumu



Adı: Sonsuza Kadar Yaşamanın Yolları
Yazar: Sally Nicholis
Orijinal Adı: Ways to Live Forever
Sayfa Sayısı: 200
Benim Puanım: 4.00



Adım Sam. Onbir yaşındayım. Siz bunları okurken galiba ölmüş olacağım.

Waterstone’s Children’s Book Prize 2008’in galibi bu roman daha önce okuduklarınıza hiç benzemiyor. Lösemiyle mücadele eden ve öleceğini artık bilen 11 taşındaki Sam, zekası, mizah anlayışı ve gerçeklerle yüzleşmek için duyduğu istekle sizi derinden sarsacak.

İncelikle ele alındığında ölüm, çocuklar için uygunsuz bir tema değildir. Aksine hayata bağlayıcı bile olabilir.
The Times

"Kitaplar sadece dünyayı kurtaran ya da okulda dayak yiyen çocukları anlatıyor. Bizi anlatan bir kitap yazılmaz," dedim.
"Sana öyle geliyor," dedi Felix. Elini alnına götürdü ve sandalyesinin arkasına yaslandı. "Sam McQueen'in acıklı öyküsü. Zavallı hasta çocuk! Korkunç acılarla ve televizyonsuz hastanelerle cesurca mücadele ediyor!"

Lösemi hastası olan Sam, bir gün öğretmeninin isteğiyle yaşadıklarını yazmaya başlıyor. Kitapta kimsenin cevaplamadığı sorular yer alıyor. Bazılarını arkadaşı Felix ile tartışıyorlar ve inanılmaz komik anlara şahit oluyoruz.
Bir çocuk ölümü düşünür mü? Düşünüyorsa şayet düşünceleri nedir? Genelde çocuklarla bu konulara değinmek istemeyiz, etkileneceklerini düşünürüz. Ama Sam böyle bir çocuk değil. Etkilenmiyor değil ama meraklı. Öyle bi' an geliyor ki çok cesur davranıyor. Okuduğunuzda göreceksiniz.
Dışı çocuk kitabı gibi duruyor olabilir ama bence her yaşın eline alıp severek ve hüzünlenerek okuyacağı bir kitap. Pişman olacağınızı düşünmüyorum, bi' insan lösemi hastası olan bir çocuğun anılarını okurken pişman olacağını zaten düşünemiyorum.
Bin Damla Gözyaşı kitabını okuduysanız ve gerçekten sevmişseniz bu kitabı zaten düşünmeden alın derim. Okurken, Bin Damla Gözyaşı gözümün önüne gelip durdu ama onun etkisi bu kitaba göre çok daha başkaydı. 
Sonsuza Kadar Yaşamanın Yolları'nın son sayfalarını gece okudum ve inanılmaz derecede ağlamaya başladım. Durduramadım kendimi. Etkilendim, aşırı hemde.
Kitabı sevdim, eğlendiğim anları Felix sayesiyle çok oldu ama mükemmeldi diyemiyorum bu sadece bu kitaba özel bi' durum değil aslında. Bu tarz kitaplarla alakalı. Üzülüyorum ve bunu yaşayan bir sürü çocuk var. Mükemmeldi dersem sanki onların yaşadıklarına mükemmel demişim gibi duruyor ve bu beni kötü hissettiriyor. Ama amacım o bile değil.
Saatlerinizi bile almayacak okumanız ama unutmanız bi' ömür.
Sam McQueen ve Felix Stranger. Kalbimdesiniz ve sizi bi' ömür seveceğim.



Lösemi bir tür kanserdir. Vücudunuz fazla sayıda akyuvar üretir.* Akyuvarlar vücudunuzun direniş ordusudur. Enfeksiyon ve benzerleriyle savaşırlar. Ama lösemiye yakalanırsanız bu hücreler, yönetimi ele geçirir ve diğer kan hücrelerini ezer. Akyuvarlar yapmaları gereken şeyleri yapamaz. Bu yüzden hastalanırsınız. Yüzünüz solar, her tarafınızda çürükler oluşur, burun kanamanız durmaz, kendinizi her zaman yorgun hissedersiniz.
*Benim yakalandığım tür akut lenfoblastik lösemi, vücudum minik akyuvarlar anlamına gelen lenfoblastlardan çok fazla üretiyor. Ama sonuç yine aynı.

Instagram > gladerbook
Goodreads > gladerbook












1 yorum:

  1. Bi Lösemi hastasıyla konuşurken “Çok değil birkaç ay sonra göçer giderim bakarsın, arkadaşım üç ayda toparlanıp gitmişti.” demişti ve o günden beri bu hastalığın adı nerede geçse gözlerim boş noktalara anlamlı anlamlı bakar hale geliyor. Sen kitabın bir sayfasını paylaştığında da dokunmuştu, hislerini açıklama tarzın da aynı şeyi yaptı. Umarım bu hastalığın vücutlarına girdiği kişilerin yakınları da senin okurken ağladığın gibi durmadan ağlamaz... ����

    YanıtlaSil